ÖZGÜL ÖĞRENME BOZUKLUĞU NEDİR? 

Öğrenme, en basit haliyle yeni bilginin kazanılması durumu olarak kabul edilirse, bu süreçte bireyin zorlanması ve sonucunda ortaya çıkan sorunlara da öğrenme bozukluğu denilebilir. Amerikan Psikiyatri Birliğinin(APA 2001) tanımına göre özel öğrenme güçlüğü, zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olması durumudur. 

Ülkemizde en çok kabul gören tanım ise öğrenme güçlüğünü; normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip (IQ > 85), primer psişik bir hastalığı olmayan, belirgin bir beyin patolojisi olmayan, duyusal özrü olmayan, dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında önemli güçlükleri olan, sekonder olarak kendini idare etme, sosyal algılama ve etkileşim sorunları yaşayan, standart eğitime rağmen yaşına ve zekâsına uygun başarı gösteremeyen bireylerdeki durum olarak tanımlamıştır. (Akt. Demir,2005) 

Öğrenme bozuklukları DSM-5’te Nörogelişimsel Bozukluklar sınıflandırmasında ‘Özgül Öğrenme Bozukluğu’ başlığı altında “Okuma Bozukluğuyla Giden”, “Yazılı Anlatım Bozukluğuyla Giden” ve “Matematik Bozukluğuyla Giden” biçiminde yer almaktadır. 

OKUMA BOZUKLUĞUYLA GİDEN (DİSLEKSİ);  

Okuma bozukluğu, genellikle konuşmada ve yazmada yapılan hatalarla kendini gösterir. Bu tür bozukluğa sahip çocuklarda; okumayı sökememe, okumayı sökse bile yavaş hızda okuma, okurken harf-hece-sözcük atlama, anlamı bozma, harf – ses uyumunu kavrayamama, hızlı okuyamama, harflerin ya da hecelerin yerini değiştirme, okuduğunu anlamama, sözcükleri seslendirmede güçlükler yaşama ve bundan dolayı sesli okuma yapmaktan kaçınma gibi sorunlar öne çıkar. Genellikle okula başladıkları dönemde fark edilir ve okul başarısını olumsuz etkiler. 

YAZILI ANLATIM BOZUKLUĞUYLA GİDEN (DİSGRAFİ)

 Yazılı anlatım bozukluğunda; yazım hataları, okunaksız ve düzensiz el yazısı, bazı harf, rakam ve sözcükleri ters yazma, b-d, m-n, ı-i, d-t, g-ğ-y, z-s, g-k, r-n, f-v, d-t gibi harfleri karıştırma, sözcükler arasında boşluk bırakmadan ya da sözcüğü birkaç parçaya bölerek yazma, kötü paragraf düzenlemesi, görüşlerinin yazılı anlatımının açık olmaması gibi bozuklular görülür. Harfleri ters ya da dönmüş gibi algılayabilirler ve buna bağlı olarak da b-p, 3-5, 6-9 gibi harf ve rakamları karıştırabilirler. El yazıları yaşıtlarına oranla okunaksızdır ve daha yavaştır.

 MATEMATİK BOZUKLUĞUYLA GİDEN (DİSKALKULİ) 

Matematik bozukluğunda, matematik terimlerini ve kavramları anlamada güçlük yaşarlar. Çocuğun kronolojik yaşı, zekâ düzeyi ve yaşına göre aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda, matematik becerisi, beklenenin önemli ölçüde altındadır. Bu çocuklar, işlem yapmakta zorlanırlar, işlem yaparken yavaştırlar, sayı kavramını algılamakta, sembolleri ve çarpım tablosunu öğrenmekte, problemi çözerken bağlantıları kurmakta, saati öğrenmekte, geometrik şekilleri çizmekte ve isimlendirmekte zorlanırlar. 

Özgül Öğrenme Bozukluğu Diyebilmek İçin;

 Okuma, yazılı anlatım ve matematik bozukluğundan en az birinin varlığı ile belirli sorunların, gerekli girişimlerde bulunulmuş olmasına rağmen en az 6 aydır süregeliyor olması,Çocuğun bu alanlardaki performansının kronolojik yaşına, zeka düzeyine,  aldığı eğitime göre önemli ölçüde ve ölçülebilir derecede yetersiz olmasıBu alanlarda yaşadığı sorunların çocuğun okul ya da işle ilgili başarısını ya da günlük yaşam etkinliklerini ileri derecede bozuyor olması,Bu bozukluk semptomlarının anlıksal yeti yitimleri, düzeltilmemiş görme yada duyma keskinliği, ruhsal ve sinirsel bozukluklar,  psikososyal güçlükler, okulda kullanılan dili tam bilmeme ya da eğitsel yönergelerin yetersizliği ile daha iyi açıklanamıyor olması gerekir.Ayrıca özgül öğrenme bozukluğu okul yıllarında başlar ancak okul becerileri ile ilgili yapması gerekenler çocuğun sınırlı yeterliğini aşmadıkça bu bozukluk tam olarak kendini göstermeyebilir.

Özgül öğrenme güçlüğü tanısı çocuğun gelişimsel, sağlık, aile ve eğitim öyküsü alınıp okuldan edinilen bilgiler ve psikoeğitsel değerlendirmeler klinik açıdan bir araya getirildikten sonra konmalıdır.